Sayfalar

5 Aralık 2009

yeni yıl hediyen onlara "bir hayat" olsun


Yeni yıl yaklaşıyor ,yavaştan yavaştan hediye telaşı sarmaya başlar herkesi 10 güne kalmaz :)
her ne kadar hediye almayı zorunluluk olarak görmeyi sevmeyip 6 ay sonra doğum günü hediyesi vermişliğim olsa da yılbaşı ayrıdır , özellikle kendime hediye ,ajanda,odama takvim ,tütsü gibi ufak tefek şeyler , almayı çok seviyorum.
Ama özellikle kendime ya da başkalarına hediye alırken aynı anda birilerine de "bir hayat hediye" etmek insanın içinde anlatamayacağı bir hoşluk oluşturan ,düşündükçe biraz buruk bir mutlulukla tüylerini diken diken eden bir eylem.
İşte tam da bu tarifsiz noktada LösEV Ispanak Sitesi / www.ispanak.com.tr / size bu duyguyu yaşatmak için vargücünü sarfetmiş bir hediye sitesi.HEdiye olarak sunduğu birçok alternatifin yanında nikah şekeri ,yeni doğmuş bebek sertifikaları,el emeği erişteler /tarhanalar, gibi olanaklar da sunuyor.



yeni yıl kutlaması için bu kartpostal nasıl?? Tuncay Betil'in resmi imiş.










"bu yıl siz de onların elinden tutmak istemez misiniz?"
*
*LÖSEV'in kurban bayramı bağış reklam sloganınını yeni yıla uyarladığım halidir.

2 Aralık 2009

Caroline! Brett'le evlen !


2 seneden fazladır facebook kullanıcısıyım , haber almak için bilgi edinmek için desteklediğim için 100 den fazla gruba üye olmuştum fakat hiiçbir gruba üye olurken bu kadar da büytük bir hayra vesile olabileceğimi düşünmemiştim.
bir arkadaşımın üye olmasıyla öğrendiğim grubu hemen sizinle paylaşıyorum:
If 1,170,000 People Join, My Girlfriend Will Marry Me!

http://www.facebook.com/group.php?gid=191904666638&ref=nf&v=info#/group.php?gid=191904666638

üye sayısı 1200.000 civarlarında ama hala ses seda yok anladığım kadarıyla.
ben olsam evlenirdim :P

28 Kasım 2009

kilo vermenin 3. formülü

tee lisedeyken bir arkadaşım "kilo vermek istiyorsan ya aşık olacaksın ya grip " demişti. yıllar geçti ama bu formül aklımdan çıkmadı. bir ara buna hak verir gibi oldum .ama bu sabah mutfakta abimle ikimize kahvaltı hazırlarken farkettim ki bu formülün üçüncü maddesi eksik : yemek yapmak
aşçı yemeğini yaparken kokusundan doyar derler ya cidden öyle. hele bir de yeni yeni yemek yapmaya başlıyorsanız -çok şükür o safhanın bir kısmını geçtim neyi yapıp neyi yapamayacağımı biliyorum- ya da annenizin tüm ısrarlarına rağmen kendi tariflerinizi üretmeye pek bir meraklıysanız -benim gibi =)- yaptığınız yemeğin büyük bir kısmını yemiyorsunuz. he yok iki grupta da değilseniz zaten yemeği yaparken tadına tuzuna bakmaktan karnınız doyuyor ya da hiç gerek yok kokusu karnınızı doyuruyor.he bir de stres atma yönü var ,ki bu şekilde daha rahat kilo veriyorsunuz .
benim gibi yemek yemeye aşık olan bir insana bile söküyor bu yöntem. her ne kadar ilk başlarda mutealist bir yaşam gibi görünse de ilk başlarsa zamaan geçtikçe etrafınızın kilo alıp sizin kilo vermeniz ya da stresten uzaklaşmanız ile parazitliğe doğru gidebilir. aman çevrenizdekileri uyarmayın bu konuda =P

yaşasın yemek yemek'ten sonraki sloganımız "yaşasın yemek yapmak!"

26 Kasım 2009

bayramda hediye külçe

bayram geldi hoş geldi ,
evlere şenlikle çikolata geldi:)

bayram haftasında altın fiyatları almış başını giderken (çeyrek altın 100 liraya merdiven dayadı) Kahve Dünyası'nın külçe çikolataları ile aile büyüklerine hoş birer hediye yapabilirsiniz. misal "baba bak yemedim içmedim öğrenci halimde bu fiyatlarla sana külçe aldım" diye geyiklerini de türetebilirsiniz :)




külçe altın kaç gram oluyor bilmiyorum ama bu külçeler 100 gram :)hem de bitter ve sütlüsü de var .
sizin de aklınıza çukulata paralar geldi değil mi ? =)))

gezdim de geldim

Haftasonu Türk Mimarlık Tarihi dersi kapsamında teknik gezideydim. 45 kişi idik , hem midemizi hem de ruhumuzu şişirip geldik, hem de o kadar şişirdik ki hafta boyunca ben yemek yemek istemezken , bazı arkadaşlarım hala yemekten sonra psikolojik açlık yaşıyorlar .
özellikle o kadar çok tatlı girdi ki mideme , bayramda bile tatlı yemeden durabilirim :)

gelelim ne yediğime -evet çok obur bir insanım ,özellikle gidiş yolunda her gözümü açtığımda yemek yiyordum :)-
Isparta'da Eğridir Gölü'nün kenarında Pehlivan Restaurant vardı. hem fiyatları çok uygundu hem de servis hem ikram hem de porsiyon olarak müthişti. gölü tam açı ile seyredip yemek yemek cidden çok güzelmiş. -tamam doğma büyüme İstanbulluyum boğaza nazır da çok yemek yedim ama göle karşı yemenin tadı apayrı- Eğridir'e yola düşenlere muhakkak tavsiye ederim - tek olumsuz yanı biz gittiğimizde cumartesi günü de olmasına rağmen ellerinde bir tek kültür olan alabalık vardı , ah bi de göl balığı olsaydı tam şahane olacaktı.ama olsun künefe ile o açığı kapattılar =)
dönüşte İznik'te Köfteci Yusuf'a girdik .Bu seferki durağımız göl kenarında değildi ama enfes köfteleri vardı. İZnik'e has mı yoksa Köfteci Yusuf'a has bir köfte miydi onu tam bilmiyourm ama tadında hafiften Tekirdağ köftesi havası vardı,ama tat alma konusunda göz özellikle de burun dilden daha etkili olduğunu bir kez daha anladım. yassılaştırılmış avuç içine yakın boyutları olan köfteler sadece ilk lokmamda bende o hissi bıraktı. Ama ah keşke yanında Tekirdağ köftesinin acı sosu gibi bir sos verselerdi ,yanında verilen acı sos biraz daha evde annane ,babannelerimizin yaptığı acı soslara benziyordu.Köfteci Yusuf'taki tatlıdan da bahsetmezsem olmaz tabii ki.Afyon'a gidip kaymaklı ekmek kadayıfı yiyememitik , İznik'te yemek nasip oldu. yarısı bile kocaman olan üstü silme 1 cm kalınlığındaki -ölçmedim ama e az biraz olsun artık göz cetvelimiz ;)- silme kaymak da enfesti.-bizi oraya götüren arkadaşımın ne kadarlık abartısıdır bilmiyorum annesi iki yazda 10 kilo almış ekmek kadayıfından.ama cidden alınacak kadar vardı =)


******************************************************************************

Bir de İznik'te kızlarla İznik Çini Çarşısı'ndaki takıcıları boşaltma olayımız vardı ki ondan bahsetmezsem olmaz. herkesin parmağında birer ikişer yüzükle döndük İstanbula .bu yazımı da parmağımda yüzüklerimle yazıyorum. Bayramdan sonra kızların yüzüklerinin fotograflarını çekip onları da sizinle paylaşacam. benimkileri önceden göndermeyeyim değil mi =)

14 Kasım 2009

çöp (m)adam markafoni'de

paylaşatığım bir iki postumdan biri olan çöp (m)adam için markafoni'de özel satışlar bu sabah 07:30'da başlamış ve pazartesi akşamı -16 kasım- 24:00'e kadar devam edecekmiş.
ilgilenenler ürünler daha fazla tükenmeden satın alın diyorum :)

11 Kasım 2009

çöp (m)adam



TanışaRock'taki İstanbul 2010 AKB Gönüllü stand görevim sırasında proje sorumlularından biri ile tanışmıştım.O sırada proje hakkında bilgi alırken adıyla bu kadar da güzel bir eşleşme yaptığını düşünememişim.ama şimdi düşününce hem felsefesi hem de yapılanları açısından - argo biraz da bizden bir şeydir diyerek - "cuk" oturmuş bir isim .
Sabancı Üniversitesi Toplumsal Duyarlılık Projeleri kapsamında hayatı boyunca hiç para kazanmamış kadınlara yaşam kalitelerini arttırmalarının yanında eğlenceli ve yaratıcı imkanlar sunan bir proje.
Çeşitli ambalaj atıkları kadınların ellerinde belli bir yöntem ile "örülüp" çanta ,cüzdan,anahtarlık vb. şekillere dönüşüyor.

evet bunun magnum ambalajı ile örülmüşünü - ilk fotograftaki gibi double da olabilir ,classic de olabilir , yaz gelsin dondurmayı özlemişim :)- bulursam almayı planlıyorum .
Eğer yanlış hatırlamıyorsam bu cüzdan 9 tl , boyutları da yaklaşık 25x10 cm idi.

Projeden elde edilen gelirin 2/3 'ü çalışan kadınlara verilirken kalan kısmı ise projenin devamlılığını sağlamak amacıyla kullanılıyormuş. -oranlardan tam emin olmamakla birlikte hafızam bana böyle diyor -
antiparantez : Çöp (M)adam proje yürütücülerinden tanıştığım bayana hiçbir ticari karşılık beklemeden bana da öğretebilirler mi diye sorduğumda tatlı bir dille hayır cevabını aldım. öğrenmeye meraklı olan varsa şansına küssün diyorum ben burdan :)
daha ayrıntılı bilgi almak isteyenler için: http://www.copmadam.com/

10 Kasım 2009

devredergi

"ay bu ay çok dergi beğendim ,hepsini alasım var ama çok pahalı"
dergi takipçileri tarafından sıkça kullanılan bir cümle ,değil mi ? =)

işte bu noktada "devredergi" noktaya giriyor:
dergi katalogu hayli geniş olan devredergi sayesinde de çok daha az bir ücret ödeyerek sadece bir önceki ayın dergilerini okuyabilirsiniz.
15 liralık alışveriş yaptığınızda da kargo ücretini de siz ödemiyorsunuz.

bazı dergiler için hızlı dvranmanız gerekebilir ,hemencecik bitiyorlar =)

http://devredergi.com/

kör olmak ister misiniz?

Galiba ortaokuldaydı bedensel engelliler ile ilgili bir makalenin ardından yapılan yorumlar sadecesinde Türkçe hocamdan duymuştum bunu.Çok merak etmiştim. Dün gece de internette abimle gezinirken karşılaştık , Türkiye'ye "kör yemekler" gelmiş.
Avrupa'da birçok yerde organizasyonu gerçekleşen ,tamamiyle karanlık bir ortamda görme engellilerin neler yaşadığını neler hissettiğini anlamak babında yemek organizasyonlarına katılıyorsunuz. Gece boyunca da en ufak bir ışığa maruz kalmıyorsunuz.
Türkiye'de bu organizasyon "senses" adı altındailk defa 360 istanbul 'da gerçekleştiriliyor.-yurtdışında bu organizasyonların tamamının adı "senses" mı yoksa 360 'ın koyduğu bir isim mi bilemiyorum , ama yerinde bir isim olmuş bence -

böyle bir organizasyonun bedeli ise 125 lira+%10 hizmet bedeli .
dileğim bu organizasyonların çoğalması.

etkinlik adresi:
http://www.360istanbul.com/events/event_2.html

ilk heyecan =)

evet
sonunda artık benim de bir blogum oldu.
çok uzun zamandır düşünüyordum , kararsızdım
yapar mıyım eder miyim ,
o kadar yoğunsun mediha hani bunu da yapabilir misin
diye düşünürken
evet karar verdim ve ilk blog kaydımı da şu anda yapıyorum.

çok heyecanlıyım mutluyum bu konuda .
hemencecik paylaşayım dedim =))