Sayfalar

28 Ağustos 2014

Daaannn!!!

"Seni çok iyi anlıyorum" dedim, ilk defa birini anlayabilmek için empati kurmam gerekmemişti ya da kendi yaşadığım zorluklardan yola çıkarak bi yerlere vardırarak söylememiştim bu cümleyi. Halbuki ne kadar garip değil mi, hep karşımızdakini bir nebze olsun rahatlatabilmek için kullanırız da içi boş kalır bu cümlenin.
Karşımdakinin o gün hissettikleri çook daha önceden hissetmiştim. Hatta o kadar uzun zaman olmuştu ki unutmuşum. Sanırım o şekilde görünce hatırladım, aynı şeyleri yaşarken neler hissettiğimi.
"Biliyorum... Peki nasıl katlandın?"  Daaannn! Cidden nasıl katlanmıştım, nasıl unutmuşum onca şeyi?  O güne kadar hiç düşünmemiştim, düşünme ihtiyacı bile duymamıştım ki. Aslında unutmamıştım, Yaradan öyle bir hafıza vermiş ki zaten hiçbir şeyi unutamıyorum; unutmak istesem de unutamıyorum. Farketmeden "Zaman!"  diyiverdim bir çırpıda.  "Zamanla alışıyorsun".
Sonra sarıldık, ağlaştık. Kendime değil; ona ağladım.  Kendi başıma yeniden gelirse naparım diye değil; o alışıncaya kadar "zaman" denen o ilaç ona nasıl geçecek, onun için diye ağladım. Ağlayamadım da gerçi, düğüm oldu her şey boğazıma.

Düşündüm sonra "zaman her şeyin ilacı" derler ya cidden her şeyin ilacı.

Zati şu insan evladı bi' ölüme çare bulamamış da farkına varamamış; en güzel çare de zamanmış onun da farkına varamamış.

(Müzik dinleyerek okumak isterseniz fonda Düş Sokağı Sakinleri-Zaman Siler Her Şeyi olsun)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder