Sayfalar

28 Mayıs 2012

mis kokar ıhlamurlar !

Ihlamur diyince sizin aklınıza ıhlamur çayı,kış ve hastalık gelir ya ; benimse aklıma bahar, mis gibi ıhlamur kokusu ve mutluluk gelir. Bahar gelemedi hala, gelse de ıhlmurlar açsa, mis gibi koksa her gün yürüdüğüm yolda içime huzur dolsa! Bu arada doğum günümü kutlamayı unutanların hepsini tek bir şekilde affederim; toplaşın bana ıhlamur fidesi alın! hem böylelikle ömür boyu doğum günümü kutlamayı unutma hakkı elde etmiş olursunuz :P

18 Nisan 2012

Yeşil Erik İstiyorum (nokta)

Gönül isterdi ki şu yazıyı ekşiliğinden yüz kaslarımın hepsini çalıştıran, istemsiz mimik yaratan, bol tuzlanmış yeşil erikleri kart kurt yerken yazayım, ama maalesef üzerine bir bardak soğuk su içerek başlıyorum yazıma.

Geçen hafta kadın programlarından birçok doktorun "ananas selülite iyi geliyor" demesinden sonra cağnım İstanbul'da anans satışları patladı heralde. Butik süpermaketlerde bile ananas satılmaya başladı.Hem de "kampanya Ananas 4TL" diyerek. Gel gelelim ki tropikal meyve olan ananas 4 tl ye satılırken , canım papaz eriklerimin kilosunun 50 tl'ye satılıyor olmasını şaşkınlıkla izliyorum. -Gerçi bu inmiş hali 2 hafta önce 200 tl'ye satılıyordu.

Bir de meyve çeşitliliği konusunda gayet yol katettik galiba; ananas,hindistan cevizi,avokado,pepino,lime,kuşkonmazı gayet her yerde bulabiliyoruz. - muz ve kiviyi artık bizden sayıyorum :)- Darısı pitaya'nın da başına demek istiyorum.







Pitaya ile garip bir tanışmam oldu aslında. Geçen sene DM - Avusturya ve Almanya'daki yaygın bir kozmetik market zinciri- marka bir deodorantın ambalajında görmüştüm, kokusu hoşuma gitmişti. Şans eseri çok sonra karşıma çıktı pitaya bir tropikal meyve marketinde. Onca meyve arasından onu merak ettim - seni seçtim Pikaçu gibi oldu :)- Tadı da çok güzeldi. Ne zaman İstanbul'a uğrar acaba pitaya?





(pembe pitayadan)




Belki çok oluyorum ama ne zamn bu fotoğraftaki gibi bir meyve pazarımız olur ? Taze,iyi aynı zamanda uygun fiyatlı rengarenk meyvelerin olduğu?
(Barselona'dan adını unuttuğum büyük kapalı bir yiyecek pazarından)


Hadi şu iki isteğimden bir süreliğine vazgeçebilirim, ama bir an önce yeşil eriklere kavuşmak istiyorum. - Geçen sene Avusturya'da da kana kana yiyemedim zaten,Türk marketine geldiğinde çoktan tatlanmışlardı.


**bu arada tropikal meyveler hakkında da bir site buldum : buyrun burdan

2 Aralık 2011

Ben vazgeçtim!

Yaz sonunda fırsat sitelerinden birinden Yunus gösterisine bilet aldım ,hem de 5 tane. Ailecek gidecektik, abim yan çizdi gerçi ama olsun. Fırsatın bitmesine 4 gün kala toplandık gittik İstanbul Dolphinarium 'ya - Avrupa'daki en büyük kapalı yunus gösteri merkeziymiş. Hayatımda ilk defa Valencia'da açık bir havuzda izledim yunus gösterisini. Avrupa'nın en büyük kapalı merkezi diyince yaklaşık onun gibidir heralde dedim. Gidince az biraz hayal kırıklığına uğradım , mekan konusunda sakın gösteri hakkında düşünülmesin :)

Merkezin adı Dolphinarium , yani İngilizce yunus demek olan "dolphin" den geliyor. İsim azcık yanlış olmuş ondan çünkü içeride Balina, Mors ve 2 Yunusun gösterisini izliyorsunuz.




8 yaşında 700 kilo Sara! Koşup sarılasım geldi. Bir hayvan bu kadar mı şirin olur!

15 Ağustos 2011

kalkın aslancılık oynayalım!



belki biri Katalan biri İspanyol geçmişler en meşhur Katalan Kilisesi Sagra da Familia'nın sergi kısmında aslancılık oynuyorlar. Aslancılık dediğim de kükreme yarışı.
kimse demediyse de şimdiye kadar ben tekrarlıyorum : çocukluğun dili yokmuş efenim !



atalarımız da eskiden göçebelermiş; kan çekiyor efenim!

Evettttt ,6 buçuk aylıık rahatlığım gün itibariyle uzunca bir süreliğine- hatta emekliliğe kadar bile olabilir- sona ermiş durumda. -depresyon minibüsündeyim; sağda inecek var efenim, müsait bir yerde lütfen!
sömestr tatiliydi ,erasmus hazırlıklarıydı,erasmustu,Türkiye'de gezmelerdi derken tam 27 ocaktan beri tatil yapıyormuşum, bugün sabah 7de staja başlamamla gerçek hayata sıkı bir dönüş yaptım.
Artık yerleşik hayata geçiyorum efenim.Temmuzdaki kat ettiğim yollar - Graz'dan çıkıp Venedik,Barcelona,Valencia,Sevilla,Milano'dan sonra Türkiye'ye dönüp Tekirdağ-Konya-Bodrum-Konya-Tekirdağ yapınca bünye tam 40 gün sonra yerleşik hayata geçtiğine de seviniyor pek tabi :)
not: tüm yollarda bana eşlik eden sırt çantam hala sağlam olsa da emektar valizim artık emekliğe ayrılmak istiyor.

gezi yazısı yazmayacağım, öyle orayı gezdim şunu gördüm vs. diye. fikrimi isteyenler danışabilirler seve seve şu yazdığım yerler hakkında öneri veririm; hem de en bolundan =)
ufak tefek estanteneleri de aklıma geldikçe sizinle paylaşacağım efenim :)
kalın sağlıcakla =)

notunnotu: sevgili yol arkadaşım nildenb iyi bir bloger'dır efenim bakmak gezmek isterseniz
tıklayınız
efenim!